18 Ocak 2015 Pazar

David Ricardo, (d. 18 Nisan 1772 - ö. 11 Eylül 1823)



     1772 yılında Londra'da zengin bir Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Planlı bir eğitimden geçen David Ricardo babasının dünya ticareti finansı isleri için hazırlandı. 14 yaşında bu işlerle ilgilenecek şekilde babasının yanında işe başladı.
İlk evliliği ile babasından uzaklaştı. Etrafından borçlanarak kendi brokerlık şirketini kurdu. İlk yıllarda çok zorlansa da 26 yaşına geldiğinde zengin bir isim oldu. Bu zenginlik sayesinde entelektüel gelişimine zaman ayırabilme fırsatı elde etti.
1799 yılında çıktığı bir tatilde Adam Smith’in meşhur kitabı The Wealth of Nations ile tanışma fırsatı buldu ve iktisada artık daha çok vakit ayırmaya karar verdi. Bu dönemde entelektüel iktisadi ortamlara girmeye çalıştı ve John Stuart Mill’in babası James Mill, Bentham ve Malthus ile tanışma fırsatı elde etti.
İktisatçılar kendisini daha çok rekabetçi avantaj (comparative advantage) teorisi ile tanır. Bu teori ile serbest ticaretin faydalarını anlatmaya çalışmış ve serbest ticaret ile iki tarafında daha kazançlı olacağını savunmuş ve herkesin rekabetçi üstünlüğü olduğu işi yapmasını önermişti.Fakat onun yegane katkısı bu değildi. Milli gelirin ücret, kar ve rant olarak nasıl dağıtıldığını, gelirin zamanla nasıl değiştiği üzerine de çalışmıştır.
The Wealth of Nations adlı eserinde Adam Smith, ülkenin etkin olduğu mali ihra. etmesi gerektiğini ifade etmiştir. Smith buna mutlak avantaj demektedir. Örneğin Japonya daha etkin bir şekilde araba, bilgisayar, gıda üretiyorsa US’e göre, Japonya bu ürünleri US’e ihraç etmelidir.tabii bu durum Us için ticaret açığı demektir ve akabinde amerikan işçilerinin işini kaybetmeleri manasına gelir.
Ricardo bu durumu pek problemli görmemektedir. Ticaret karşılaştırmalı avantaja bağlıdır mutlak avantaj yerine. Ülkeler daha etkin olduğu ürünü satmalıdırlar, veyahut görece daha az inefektif oldukları ürünü üretmelidir, böylece ihtisaslaşma ile her ülke dış ticaretten kazanacaktır.
Diyelim ki Japonya ve Abd 2 ürün üretmektedirler: araba ve pirinç. Abd’de bir işçi ya bir araba ya da 1 ton pirinç üretebiliyor bir yılda. Japonya’da ise bir tarım işçisi 2 ton pirinç üretiyor, imalat sanayi işçisi ise 3 araba üretebiliyor. Görüleceği üzere Japon işçileri daha verimli bir şekilde üretim yapmaktadırlar. Fakat, Japon işçiler görece araba üretiminde daha etkinler ve Abd işçileri görece daha az inefektif pirinç üretiminde Japon işçileri 3 kat daha etkin iken araba imalatında, Abd işçileri, Japon işçilerine göre yarısı kadar etkindir pirinç üretiminde. İşte bu noktada Ricardo herkesin daha iyi yaptığı işte uzmanlaşmasını önermekte. Örneğin ABD 200 işçiye sahip iken japonya 100 isciye sahip olsun. Iscilerin yari yariya uretim icin bolundugunu varsayalim.bu durumda abd iscileri 100 araba, 100 ton da pirinc uretirken, japon iscileri 150 araba, 100 ton da pirinc uretir. Toplam uretimise 250 araba ve 200 ton pirinc olur.
Simdi ise ihtisaslasma durumuna bakalim. Japanlar araba uretiminde amerikalilar ise pirinc uretiminde ihtisaslassinlar. Japonlar 300 araba uretirken 100 isciyle, abd 200 isci ile 200 ton pirinc uretir. Dolayisyla toplam uretime baktigimizda araba miktari 250’den 300e cikmis olur. Burada soru bu extra 50 aracin kimin kazanc hanesine yazilacagidir. Ricardo’ya gore.bu takas ornina baglidir.yani 100 araba karsiligi ne kadar pirinc takas edilecegine gore cevap degisir.buradaki eksiklikler daha sonra john stuart mill tarafindan aciklanmaktadir. O da esneklik olayi ve ikame edilebilirlik ile aciklamaya calismistir.
Ricardo’nun bir diger katkisi ise gelir dagilimi uzerinedir. Bu teorisinin 3 ayagi vardir: rant teorisi, ucret teorisi ve kar teorisi.ricardonun teorisi milli gelirin nasil bu 3 kategori arasinda dagitildigi uzerinedir.rant teorisi, farkli verimliliklerdeki arazilerin farkli rant olarak degerlendirilmeisni onerir. Kullanimayan bos arazi icin hicbir kira odenmeyecektir.kisitli sayida iyi arazi vardir. 2. Derecede verimli arazi, birinci derecedeki kullanildiktan sonra uretim yonunde kullanilmalidir.dolayisiyla kazanclar dab u arazilerin sahibi olanlara gidecektir.daha dusuk verimlilikteki arazi kullanilmaya baslandikca daha verimli arazileirn fiyati artacaktir.
Isci ucretleri,temel gereksimilere baglidir ve minimum miktar yasami idame ettire edecek kadar olmalidir gereksinilen miktar aliskanliklara ve geleneklere baglidir. Ricardo bu soylemi ile smith’in daha fiziksel soyleminden ayrismis geleneksel bir ucret gereksinimi ortaya koymustur.
Ricardo kar kavramini bir kalan olarak ifade etmistir.soyle ki, kar iscilere ucreti dagitildiktan ve toprak sahibine kirasi verildikten sonra elde kalandir.tum sektorlerde kar esit olmalidir aksi takdirde karli olan sektorlere kaymalar gerceklesecek boylece ucretler ve kar dusecektir.yine sermyade dusuk karli sektorleri terk edecek ve oralarda fiyatlar yukselecektir.
Ona goe zamanla ekonomisi buyuyen ulkenin nufusu da buyuyecek bu da yeni tuektim anlamina gelecektir. Haliyle bu bizi daha az verimli arazilerin kullanilmasina itecektir.bu da arazi sahiplerine odenen kiralari da artiracaktir. Maliyetler arttigi icind e fiyatlar artacaktir.fiyatlardaki artis ise ucretleri artiracaktir.ucretlerdeki artis bu artislar kadar olmali ki insanlar yasam standardlarini koruyabilsinler.
Ricardo sermaye birikimini desteklemis ve sermaye ekipmaninin uretimde verimliligi artiracagini savunmustur. Ayrica farkli mallarin uretimi icin farkli sermaye yapisina ihtiyac duyulacaktir.
18. yuzyilin sonundan 19. Yuzyilin basina, Smith ve Marx ile birlikte Ricardo uc efsane isimden biridir klasik iktisatcilara gore. Goreceli fiyatlar uretim maliyetleri tarafindan belirlenmektedir. Talep ve utilitynin cok az ve hatta hic etkisi yoktur nispii fiyatlard uzerinde.


Kaynakça:http://crunchtime80.blogspot.com.tr
erişim tarihi: 17 ocak 2015 20.00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder