İlk çağdan günümüze iktisat alanında bir çok düşünür gelmiş geçmiştir. Bu düşünürlerin teorileri dünyanın dengelerini daima değiştirmiş ve değiştirme potansiyeline sahip olmuştur. Benim amacım bu denli önemli olan ve aynı zamanda insanlığın yaşamı ve doğası için hayati olan iktisat alanının kısa bir okumasını yapmak üzerinden birkaç kelam edebilmek ve onların düşünce diyarlarında gezinebilmektir.
18 Ocak 2015 Pazar
Sir William Petty (26 Mayıs 1623 – 16 Aralık 1687)
İngiliz iktisatçı, bilim adamı ve filozof. İlk olarak İrlanda’da İngiliz Oliver Cromwell hükümeti adına yaptığı çalışmalarla tanınmıştır. Bu çalışmalar sırasında, kırsal bölgeye dair araştırmalarda kullanılacak niceliksel metotlar üretmiştir ve bu metotlar Politik Aritmetik olarak bilinen modern anlamdaki ilk istatistik biliminin kuruluşuna öncülük etmiştir. İktisat tarihi ve istatistik üzerine yazılarıyla John Graunt ile birlikte Adam Smith öncesi iktisadın önemli isimlerinden olmuştur. Petty, İngiliz Parlamentosu’nun bir üyesidir. Aynı zamanda Kraliyet Cemiyeti’nin de kurucu üyelerinden biridir. 1661 yılında şövalyelik ünvanı alan Petty, aynı zamanda İngiliz başbakan William Petty Fitzmaurice’in büyük-büyükbabasıdır.
Damgasini ozellikle kira ve vergi alaninda vurmustur iktisada.
13-14 yaslarinda okulu birakip kabinboy olarak bir gemide ise baslar william petty. olacak ya ilk senesinde ayagini kirar ve isi birakmak zorunda kalir. o donemde fransada oldugu icin ve patronun isine yaramadigi icin kirik kolla fransada birakilir. 3 senesini daha sularda gecirmek zorunda kalir ve daha sonra hollanda'da anatomy ve ilaclar uzerine egitim alir. 1646'da gurbet hasreti biter ve ingiltereye doner william petty. artik egitimli, donanimli birisidir o. oxfordda egitim aldiktan sonra, anatomi profesoru olarak oxford'a atanir. ders verdigi ilk haftanin ardindan bu isin kendine uygun olmadigina karar verir. oxford'dan ayrilarak irlanda ordusunda bashekim olarak ise baslar. francis bacon'un yolundan gider ve onun uyguladigi methodlari toplum ve dunya icin gozlem yapmada kulllanmayi planlar.
politik aritmetik yontemini gelistirir. zaten asil unu de buradan gelmektedir. birtakim inanclari curutmeye kendini adar. o donemler verinin pek olmadigi donemlerdir pek tabiiki. bu nedenle kendini rakamlarla anlatmak ister, politik aritmetik de budur zaten:kendini rakamlarla ifade etmek. kantitatif methodoloji ile ekonomik ve toplumsal olgulari analiz etmeye calismistir.ornegin A ve B birlikte artiyorsa A nin artmasi icin B nin de artmasi gerekir gibi dusunceleri ileri surmustur. ekonomik analizleri inanclardan ahlaktan kurtarmaya calisip rakamlarla ifade etmeye calismistir.
ilginc calismalarindan bir tanesinde londra denen sehrin paristen daha zengin oldugunu ileri surmustur. buna dayanak olarak londranin nufusunun ve sayisinin daha fazla olmasini gostermistir. defin islemlerinin de yine londrada daha fazla olmasini buna baglamistir. dolayisiyla bu analizdeki temel varsayim nufusun refah seviyesini gostermesidir. elbetteki fakir ve yuksek nufuslu ulkeleri baz aldigimizda bu argumanin curumemesi mumkun degil. ama yil da 2012 degil tabii. o zamanlar bu tur dusuncelerin gecerliligi olabiliyordu.
ticaret fazlasini savunmasi nedeniyle merkantilist olarak adlandirilsa bile aslinda merkantilistlerden bircok farkliligi vardir. onun ticaret fazlasi vermeyi savunmasinin temel argumani refahtan ziyade issizlik oranidir. ona gore vergi politikasi ve butce performansi dis ticaret fazlaligindan cok daha onemliydi.
ingilterede ekonomisinin vergi politikasini siki elestirmenlerindendir. yuksek vergi oraninin insanlarin calisma sevkini kirdigini bunun stagnationa yol acacagini ileri surmustur, vergi formlarina tamamen karsi cikmasa da ulke icin kotu ve zararli oldugunu dusunur. paranin tekrar sirkulasyona sokulmasi durumunda verginin problem olusturmayacagini ama sirkulasyona donmezse zarar verecegine inanir.
deneysel calismalarinin yanisira, teorik katkilari da bulunmaktadir. "surplus" ifadesini kullanan ilk iktisatcidir kendisi, yine bu baglamda toprak ranti uzerine calismalar yapmistir. ekonomik surplus ifadesini kullananmis ve onu, ciftcinin urettgi ile uretmek istedigi urunun girdi miktari arasindaki fark olarak tanimlamistir. yani eger B kadar misir uretmek icin A kadar misir kullaniliyorsa ekonomik surplus B-A dir. toprak sahipleri bu surplus kadar kira almalidirlar. daha fazlasini kimse vermek istemez. aksi takdirde zarar edecektir ama rekabet kosullari kiralayani surplus kadar kira odemeye itecektir.
referans
Pressman, Steven, fifty major economists, 1999, routledge
erişim tarihi:17 Ocak 2015 19.07
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder